Solucanlar aslında derileri yoluyla nefes alır, bu da gaz değişimi mekanizmalarının tüm vücutlarını içerdiği anlamına gelir. Bu, oksijenin deriden girdiği ve karbondioksidin aynı şekilde çıktığı anlamına gelir. Solunması cildin içinden hava çeker ve oksijen solucanın cildi üzerindeki nemde çözünerek doğrudan kılcal damarlara girer.
Oksijen solucanın kan dolaşımı boyunca hemoglobinle birlikte ilerlerken, karbondioksit geçiş içindeki oksijenin yerini almaya başlar. Kan, cilde geri döndüğünde, karbondioksit deriden dışarı sızar ve gaz değişimi döngüsü tamamlanır.
Solunum mekaniği, solucanların sahip olduğu tek benzersiz özellik değildir. Farenkslerini toprağı veya diğer yiyecekleri ağızlarına sokmak için kullanırlar ve özofagus bezleri topraktaki asit içeriğinden kurtulmak için biraz tebeşir ekler. Mahsul, yiyeceğe geçici bir depolama alanı verir, ancak daha sonra, yiyecekleri daha kolay yönetilebilir parçalara öğütmek için tasarlanmış bir astarı olan taşlığa girer. Bağırsak yiyeceği emer, fakat sindirilmeyen herhangi bir şey solucanın oğlunu anüsün içinden terk eder, toprağa "kurtçuk atma" olarak girer.