Çevre Koruma Ajansı'na göre, kloroflorokarbonlar (CFC'ler) ve diğer karmaşık kimyasallar çürükleri ve ozonu yok eden klor ve brom atomlarını serbest bıraktıkları stratosferin üst kısımlarına girerler. Bu maddelerin neden olduğu reaksiyonlar, ozon atomunu parçalayarak koruyucu kapasitesini ortadan kaldırır ve Dünya'nın atmosferinden geçebilecek ultraviyole radyasyon miktarını arttırır.
CFC'lerin ve diğer ozon yok edici maddelerin bu kadar tehlikeli olmasının nedenlerinden biri, yıllarca veya on yıllarca sürebilen son derece stabil moleküller olmalarıdır. Bu gazlar yer seviyesinde serbest bırakıldığında, atmosferden geçerek ozon tabakasının üst kısımlarına ulaşmaları potansiyel olarak yıllar alabilir. Orada, güneşten gelen artan enerji, ozon molekülleriyle reaksiyona girecek serbest klor ve brom oluşturarak bu karmaşık molekülleri parçalamaya yardımcı olur. Tek bir klor molekülü, ömrü boyunca 100.000 ozon molekülünü tahrip edebilir.
1987'de Montreal Protokolü, CFC'lerin ve diğer ozon tabakasına zarar veren maddelerin kullanımını yasaklayarak anlaşmayı imzalayan ülkelerde verimlerini büyük ölçüde azalttı. Ne yazık ki, bu moleküllerin uzun ömürlü olması, üst atmosferdeki bir azalmanın ancak on yıllar sonra ortaya çıkması anlamına gelir ve ozon tabakasının iyileşmesi için daha fazla zaman alabilir.