Soğuk Savaş sırasındaki ABD ve diğer batılı güçlerin asıl endişesi, Sovyetler Birliği'nin Batı Avrupa ülkelerinin işgalleri veya kararsız hükümetlerin komünist devralımları tarafından kontrolünü ele geçirmesiydi. Her iki taraf da hiçbir zaman doğrudan silahlı bir muharebe ile meşgul olmadı ve karşılıklı güvence altına alınmış yıkım doktrini veya MAD, her iki grubun da ağır silahlı nükleer silahlarını kullanmalarını engelledi. Psikolojik savaş, propaganda, vekil savaşlar ve casusluk, her iki tarafın da II. Dünya Savaşı sonrası Avrupa’daki egemenlik mücadelesinin temel aracıydı.
ABD, Sovyet’in genişlemesini, politik, ekonomik, ideolojik ve askeri seviyelerde yürütülen bir sınırlandırma politikası yoluyla durdurmaya çalıştı. Soğuk Savaş, 1945 Dünya Savaşı'nın sona ermesinden yaklaşık iki yıl sonra başladı ve 1985-91 arasındaki final yıllarını Glasnost'un gelmesiyle, Berlin Duvarı'nın sökülmesi, Almanların yeniden birleşmesi ve Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla gördü. >