Richard Nixon 1974'te istifa ettiğinde, Watergate skandalının bir sonucu olarak çok beğenilmemişti. Bazıları birkaç yararlanma nitelikleri olduğunu düşünmesine rağmen, Watergate uygun olmadığını kanıtladığı kabul edildi. Liderlik etmek, dolayısıyla istifa etmesi.
Watergate skandalı, Nixon’ın cumhurbaşkanı olarak en korkunç suçudur. Watergate skandalı, Nixon yönetiminin siyasi muhaliflere casusluk yapmak için yasadışı ses denetlemesini kullanması dahil Nixon'un başkanlığı sırasında meydana gelen bir dizi güç suiistimali için yetersiz. Ayrıca Nixon, Federal Soruşturma Bürosu, Merkezi İstihbarat Teşkilatı ve İç Gelir Servisi'nden aktivistleri ve siyasi şahsiyetleri taciz etmelerini emretti.
Washington Post’un Michael Lind’i, Nixon’ın “Beyaz Saray’da hala en istifa eden tek komutan olan üçüncü bir en kötü başkan…” olduğunu savunuyor. Lind, Nixon'ın teklifini, “Başkan bunu yaptığında, bunun yasadışı olmadığı anlamına gelir” diyerek Nixon'un yolsuzluk ve beceriksizlik iddiasını desteklemek için alıntı yapar.
Watergate skandalı neredeyse evrensel olarak ortadan kalksa da diğerleri ilgisiz katkılarına dayanarak Nixon'ı savunuyor. Telegraph’ın Jonathan Aitken’i, Nixon’ın ABD’nin Çin’le ilişkisi konusunda dış politikada büyük başarılar elde ettiğini savunuyor. Aitken, Nixon'ın Güney okullarını ayırdığını ve zorunlu taslağı bitirdiğini de belirtti.