Büyük dozlarda, radyo frekansları olarak da bilinen radyo dalgaları biyolojik işlevleri bozabilir ve dokuyu parçalayabilir. Mobil iletişim cihazlarından yayılan radyo frekanslarının yayılıp yayılmadığı konusunda hala çok fazla tartışma vardır Onları destekleyen sistemler herhangi bir tehlike arz eder.
Bazı araştırmalar elektrik hatları, mikrodalgalar ve radyo iletişiminden kaynaklanan radyo emisyonlarının tümörlerin büyümesine katkıda bulunduğunu ve daha yüksek maruziyette olanlarda artan baş ağrısı ve beyin rahatsızlıkları ile bağlantılı olduğunu iddia ediyor. Birkaç araştırmayı destekleyen Federal İletişim Komisyonu, mobil cihazlardan radyo frekansı absorpsiyonunun genel limiti olarak, kilogram emisyon başına 1,6 watt'lık önerilen bir spesifik absorpsiyon oranını takip ediyor. FCC, cep telefonu radyasyonu ile herhangi bir hastalık arasında bilimsel bir bağlantı olmadığını belirtir, ancak komisyonun web sitesinde maruz kalmayı azaltmak için bazı ipuçları verilmektedir. Ayrıca, FCC'nin, 1969 tarihli Ulusal Çevre Politikası Yasası ile, radyo frekanslarını çevreleyen olası tehlikeleri tespit edildiklerinde değerlendirmeye ve rapor etmeye devam etmesi gerekmektedir.
Elektromanyetik spektrumun radyo frekansı içinde çalışan herhangi bir elektronik cihaz, bir antenin varlığına bakmaksızın bazı radyo dalgaları yayar. Radyo dalgaları elektromanyetik radyasyondur, ancak iyonlaştırıcı olmayan radyasyon kategorisine girerler, yani daha uzun ve daha az enerjik dalga boyları olurlar. Uzun süre ve yakınlığa maruz kalmanın etkileriyle ilgili çalışmalar hala karışık sonuçlar doğurmaktadır.