Ökaryotik hücrelerdeki nükleolusun en iyi analojisi, başka kaynaklar oluşturmak için kullanılan araçları yapan bir fabrikadır. Nükleolusun birincil işlevi, ribozomları birleştirmek ve oluşturmaktır. Ribozomların birincil işlevi, hücre için gerekli proteinleri oluşturmaktır.
Bu analojide, bir uygarlığın çekiç, testereler ve anahtarlar istemediği düşünülmelidir. Bunun yerine, insan toplulukları evler ve arabalar gibi bitmiş ürünler gerektirir. Benzer şekilde hücreler, ribozomları arzu etmemektedir; ribozomların ürettiği proteinleri arzu ederler. Takım fabrikası analojisinde, birçok farklı mal türünü oluşturmak için tek bir takım kullanılabilir. Benzer şekilde, hücrenin nükleolusu yapıya benzeyen ancak son derece geniş çeşitlilikte proteinler üretme kabiliyetine sahip ribozomlar üretir.
Ribozomlar, bir organizmanın hücrelerinde çok fazla sayıdadır ve nükleol, hücrenin protein ihtiyaçlarını karşılamak için çok sayıda üretir. Hücrenin ribozomlarının çoğu endoplazmik retikulum üzerinde yer alırken, birçoğu hücrenin sitoplazmasında yüzmekte özgürdür. Bazen, ribozomlar, diğer ribozomlarla birlikte kümelenir. Bazı hayvanların büyüyen, işleyen hücrelerinde 10 milyona kadar ribozom vardır. Hücre her bölündüğünde, nükleol bu sayıyı ikiye katlamalıdır.
