Katolik Kilisesi’nin Orta Çağ’daki gücü temel olarak bir inanç, para ve okuma yazma bilmeyenlerin bir araya gelmesinden kaynaklanıyordu. Katolik Kilisesi bu inancın merkeziydi.
Katolik Kilisesi, insanların yalnızca Kilise üzerinden cennete varabilecekleri inancını ortaya koydu. Zaman dilimindeki çoğu insan, gelirlerinin yüzde 10'unu Kilise'ye bağışlayarak inanılmaz bir servet verdi ve Kilise vergi ödemiyordu. Düzenli tithingin üstüne, cemaatçiler genellikle vaftiz törenleri gibi törenlerin ücretini ödemek zorunda kaldılar ve aynı zamanda ceza ödediler. Diğerleri kiliseye toprak verdi, yani Batı Avrupa’nın yüzde 30’unu toprak altında tutuyordu. Kilisenin gücünün diğer kısmı, çoğu cemaatin okuma yazma bilmemesi gerçeğinden kaynaklanıyordu, bu da İncil metinlerini yorumlamak için Kilise'ye güvenmeleri gerektiği anlamına geliyordu.