1922'de, Rus matematikçi Alexander Friedmann, Albert Einstein'ın genel görelilik denklemlerine cevap verdi. Friedmann'ın cevapları, evrenin dinamik olduğu teorisine yol açtı, bu da zamanla boyut olarak değiştiğini gösteriyor. Friedmann, "genişleyen evren" terimini bilimsel sözlüğe koydu.
Genel görelilik, mekanın sağlam olmadığını gösteriyor. Birçok farklı biçime bükülebilir ve aslında genişlemiyor. Genişleyen evrendeki noktalar arasındaki boşluk. Bu noktalar arasındaki mesafeler zamanla daha büyük hale gelir.
Gökada kümeleri arasındaki boşluk da genişleyebilir. Bununla birlikte, gökada kümeleri içindeki yerçekimi, gökadaların genişlemesini önler.
1931'de, Friedmann'ın tifo ateşinden ölümünden altı yıl sonra, Belçika fizikçi Georges Lemaitre, Friedmann'ın eserleriyle büyük patlama teorisi olarak bilinen fikri önerdi. Bu teori, evrenin tekillikten başladığını ve ilk günden beri genişlediğini gösteriyor.
Başlangıçta, Einstein Friedmann'ın genişleyen bir evren hakkındaki fikrini reddetti ve Friedmann'ın cevabının "fiziksel bir anlamı olmadığını" söyledi. Bununla birlikte, Einstein sonunda Friedmann'ın teorisini kabul etti ve genel görelilik çalışmasının bir parçası olarak kozmolojik sabiti reddetti. Einstein, Friedmann'a kozmolojik sabitin kariyerinin "en büyük sıkıntısı" olduğunu söylediği için alıntı yapıldı.