Winston Churchill’in 1908 tarihli kitabında "Afrika Yolculuğum" adlı kitabında bu şekilde Doğu Afrika ülkesine yapılan atıfların sonucu olarak Uganda, Afrika'nın İncisi olarak adlandırıldı. Churchill'in açıklayıcı metafor kullanımı “biçim ve renk çeşitliliği” ve “parlak yaşamın bolluğu” ndaki görkemli bir örnek olarak ülkeye verdiği izleniminden ilham almıştır. Kayda değer peyzaj özellikleri arasında kara ülkesi, Afrika kıtasındaki en büyük gölün önemli bir bölümünü, Victoria Gölü'nü içerir ve Nil Nehri'nin Murchison Şelalesi'ne ev sahipliği yapar.
1962’deki bağımsızlığına kadar bir İngiliz kolonisi olan Uganda, dağları, vadileri, yaygın savanları içerir ve çok çeşitli vahşi yaşamı destekler. Milli parklar ve primat doğa korumaları uluslararası araştırmacılara saha çalışmaları için fırsatlar sağlar ve turizmi teşvik etmeye yardımcı olur. Afrika'daki kuş çeşitlerinin yarısından fazlasını temsil eden Uganda'da 1.000'den fazla kuş türü bulunabilir. Düzenli yağışların ve geniş bir tatlı su kaynağının bir sonucu olarak, çok çeşitli bitki örtüsünü destekleyen sulak alanlar ve yoğun yağmur ormanları vardır.
Uganda hükümetindeki iktidar geçişleri her zaman barışçıl olmadı ve diktatör askeri bir darbeyle iktidara giren diktatör Idi Amin, 1971-1979 yılları arasında ulusun ekonomisinin ve insan hakları korumasının zararına hükmedildi. Başlangıçta Batı tarafından olumlu bir ışıkta görünse de, Cumhurbaşkanı Yoweri Museveni'nin 1986'dan beri başkanlık ettiği en son hükümet, İkinci Kongo Savaşı'na katılım, kötü insan hakları kaydı ve yaygın yolsuzluktan dolayı eleştiriliyor.