Kardiyovasküler dayanıklılık, vücudun çalışırken kaslara oksijen verme kabiliyetidir. Temel olarak, Bölüme göre, yorgun bir hareket olmadan hareket halindeki bir vücuda enerji veren kalp ve akciğerlerdir Sağlık ve İnsan Hizmetleri.
Kardiyovasküler dayanıklılık, Sağlık Rehberine göre, fosfojen ve glikojen laktik asit sisteminin devreye girmesinden sonra meydana gelir. Teknik olarak konuşursak, kardiyovasküler dayanıklılık ilk 1,5 dakikalık egzersiz veya aktivitenin ardından gerçekleşir. Bu süreden sonra, vücut “enerjisini vücudun etrafındaki diğer bölgelerden bulmalı ve daha sonra ihtiyaç duyulan alanlara ulaştırmalı ve bu kan dolaşımı ile yapılmalı” diye Sağlık Rehberliği belirtmektedir.
Çoğu zaman bu enerji, yağ veya protein şeklinde bulunur. Bu noktada, vücut kendi yakıtını enerji olarak kullanıyor. Kardiyovasküler dayanıklılık genel olarak uzun süreli egzersiz süreleri veya yüzme, koşu veya koşu gibi uzun mesafeli sporlarla ilişkilendirilir.
Kardiyovasküler dayanıklılık, genel fiziksel uygunluk ve sağlık için çok önemlidir. Aynı zamanda yaşlanma meydana geldiğinde gerekli olan kalp gücünün bir göstergesidir. Bununla birlikte, kardiyovasküler sağlığın yararlarından yararlanmak için bir maraton koşmak konusunda endişelenmenize gerek yoktur. Amerikan Kalp Birliği, kalp gücünü ve kardiyovasküler dayanıklılığı artırmak için haftada beş ila yedi 30 dakikalık seans kardiyovasküler egzersiz seansı önermektedir.