Coğrafya, bir bilim olarak kabul edilir, çünkü bilimsel yöntemi kullanır ve bilimsel prensipleri ve mantığı sürdürür. Pusula, coğrafi bilgi sistemleri, küresel konumlandırma sistemleri ve uzaktan algılama gibi icatlar coğrafya olmadan mümkün olmazdı.
Kuzey ve güney kutupları, dünyanın manyetizması ve rotasyonu ve devrimi dahil olmak üzere coğrafi keşifler gözlemler, hipotezler ve deneysel testlerle yapılmıştır.
Coğrafyayı bilim olarak incelemek, 1950'lerin sonlarında, Iowa Üniversitesi’ndeki bir Alman profesör olan Kurt Schaefer’in çalışmaları sırasında, 1953’de coğrafya kavramını yeniden tanımlamaya çalışan 1953 tarihli bir makaleyi yayınladığı için bir dönüşüm geçirdi bilimsel terimler Schaefer'in makalesinden önce ortak inanış, coğrafyanın temel olarak sosyolojik ilişkilere odaklandığıydı. Bu inanç, coğrafya çalışmasının o zamanlar bilim topluluğu üzerindeki etkisini zayıflattı.
Schaefer'in makalesi coğrafyayı, Dünya'nın fiziksel özelliklerini şekillendiren doğal süreçlerin çalışması olarak tanımladı. Schaefer'in çalışması, diğerleri ile birlikte, coğrafyanın nasıl uygulandığı ve çalışıldığı konusunda bir değişime yol açtı. Coğrafya daha bilimsel olarak titizleşti ve nicel yöntemler kullanmaya başladı. Çalışmanın, uygulamanın ve coğrafyanın odaklanmasındaki bu değişiklikler, daha fazla takdir edilmesini ve daha faydalı olmasını sağlayacaktır.