Atıkların çöplüklere gömülmesi toprağın içinden geçen binalara taşınabilecek zararlı kokular ve potansiyel olarak tehlikeli gazlar oluşturur. Çöp alanlarında oluşan en zararlı gazlar metan, karbondioksit, amonyak ve sülfürlerdir. Metan yanıcıdır, karbondioksitin binalara taşındığı ve oksijenin yerini aldığı bilinmektedir.
19. ve 20. yüzyılın büyük bir bölümünde, Amerikalıların atıklarını sulak alanların ve su kütlelerinin yakınında bulunan çöplüklere gömmesi yaygındı. Bu çöplüklerden çıkan gaz suya sızdı ve yakınlarda yaşayanlar için sağlık tehlikeleri yarattı. Bazı atık depolama alanları, yanıcı metanın mevcudiyeti sonucu bile patladı.
1993 yılında Kongre, çevresindeki toprağa ve yeraltı sularına sızıntıları önlemek için atık suların plastik ile kaplanmasını gerektiren bir yasa çıkardı. Yasa ayrıca, sitelerden yayılan gazları izlemek için toprak sahipleri ve yöneticilerinin de bulunmasını gerektiriyor.
O zamandan beri, birçok topluluk çöpleri geri alan ve bölgeleri parklara ve yeşil alanlara dönüştüren çöp depolama alanlarını geri aldı.
Bir çok Amerikalı, atık depolama alanlarından kaynaklanan sorunları azaltmak için uygulanan kontrol önlemlerine rağmen, tüketimde daha fazla azalma ve mevcut atık depolama alanlarına çok fazla para yatırmaktan kaçınmak için yeniden kullanım ve geri dönüşümü arttırma çağrısında bulunuyor. Bu tür insanlar ülkenin sıfır atık üreteceği bir gün umuyorlar.