Japonya'nın Meiji hükümeti oldukça merkezi, bürokratik bir hükümet yarattı. Kurum: seçilmiş bir Parlamento ile bir anayasa; iyi gelişmiş ulaşım ve iletişim; daha eğitimli bir nüfus; yüzyıllardır uygulanmış olan feodal sistemin imhası; son teknolojiye dayalı kurulmuş bir sanayi sektörü; ve güçlü bir ordu ve donanma oluşturulması.
Japonya’nın feodal dönemi, 1868’de ABD gibi Batılı güçler tarafından ve Avrupa’nın açık Japon sınırlarını zorlamasından beri aniden durdu. Bu tarihte Japon tarihinde, en yüksek rütbeli lider shogun veya büyük general olarak adlandırıldı. Tüfek, gücünden vazgeçmek zorunda kaldı ve imparatorun yerini aldı. İmparator kendisine Meiji dedi. Meiji, Japonca'da "aydınlanmış kural" anlamına geliyor. İmparatorun ülkedeki en yüksek otorite olarak yeniden kurulmasıyla birlikte, Japon halkına hem komuta etmesi hem de liderlik etmesi gerekiyordu.
Gerçekte, bir grup emperyalist danışman ülke için birçok karar aldı. Bu danışmanlar, aşağıdakileri yaparak feodal sistemi kaldırdılar: sınıf ayrıcalıklarını ortadan kaldırmak; vergilendirmeyi pirinç yerine para birimi olarak belirlemek; ülke genelinde bir dizi fabrika ve liman inşa etmek; zorunlu eğitim kurmak; İspanya, Almanya, Fransa ve ABD'nin işlerini nasıl yürüttüğünü incelemek için yurtdışına seyahat etmek.
İmparatorun 1912'deki ölümü Japonya'daki Meiji döneminin sona erdiğini gösteriyordu. Bu zamana kadar, Japonya'nın gölge liderliği, istediği uluslararası saygıyı kabul etmemesine rağmen, dikkate alınması gereken büyük bir dünya gücü olma yönünde büyük adımlar attı.