Kentsel yaşam, büyük bir kentteki yaşamı tanımlayan çekici bir cümledir. Amerika Birleşik Devletleri'nde kent vatandaşları, beyaz yakalı çalışanları, sanatçıları ve öğrencileri dahil etme eğilimindedir. Şehirlerde yaşayanlar, genellikle çevresel sebeplere daha elverişli ve kırsal alanlarda yaşayanlara göre daha az dindarlar.
2008 itibariyle, küresel nüfusun yüzde 50'si şehirlerde yaşıyordu. Kentsel yaşamın içerdiği kentin konumuna bağlı olarak büyük ölçüde değişir. Amerika Birleşik Devletleri gibi gelişmiş ülkelerdeki kentsel ve kırsalda yaşayanlar, Internet erişimi, istikrarlı yollar, iletişim ve alışverişe erişim gibi aynı tür hizmetleri ve olanakları paylaşır; bu nedenle kentsel ve kırsal yaşam arasındaki fark daha az belirgindir.
Time dergisi, kentsel yaşamın nörolojik aktivite üzerinde bir etkisi olduğunu bildirmiştir. Şehir sakinleri genellikle tehdit edici durumlara ve strese karşı daha hassas tepkiler gösterir. Şehirlerde yetişen çocuklar, beynin stresi düzenleyen bölgelerinde daha fazla nörolojik aktivite göstermektedir. Araştırmacılar şehir sakinlerinin şehirdeki stres seviyelerine alışmalarını bekleseler de, şehir sakinlerinin yıllarca süren şehir hayatından sonra bile endişeli ve uyanık kaldıkları ortaya çıkıyor. Çalışmanın sonuçları, şehir sakinlerinin gevşeme stratejileri geliştirmelerinin önemini ortaya koymaktadır.