Kambur balinalar, 2014 itibariyle, Dünya Doğanın Korunması Birliği tarafından Tehlike Altında Değil olarak listelenmesine rağmen, popülasyonlarına yönelik en büyük tehditler arasında olta takımı takılması, gemilerde çarpışmalar, kirlilikten kaynaklanan habitatlar ve balina gözlemcileri tarafından tacizler sayılabilir. Gelecekteki tehditler arasında önerilen ticari balina avcılığı ve petrol ve gaz madenciliği tesislerinin açık deniz gelişimi yer almaktadır.
18. yüzyılda başlayan ve 20. yüzyıla kadar süren yaygın kambur balina avcılığı, özellikle 19. yüzyılın sonlarında patlayıcı zıpkının tanıtılmasından sonra, küresel kambur balina popülasyonlarını ciddi biçimde tüketti. Sadece 20. yüzyılda, balina avcıları, nüfus yaklaşık 700 balinaya düşene kadar 200.000 kambur sırtını öldürdü. Uluslararası Balina Komisyonu, 1946'da dünya çapındaki balina popülasyonlarını korumak için kuruldu ve 1966'da kambur balina avcılığını yasakladı. 1986'da, kambur balinaların, IUCN tarafından Tehlike Altındakiler ilan edildi. 1990 yılında durumları Hassas olarak değiştirildi. IUCN, dünya çapında en az 80.000 nüfusla kendilerini yeniden kurma konusundaki esnekliklerinden ötürü, 2008'den itibaren En Az Kaygılı kategorisinde kambur balinaları yeniden sınıflandırdı.
2014 itibariyle, Grönland, St. Vincent ve Grenadinler gibi bölgelerdeki küçük yerli gruplar hariç, kambur balina avcılığı hala yasaklanmıştır. Kambur balinada dolanmaya bağlı kambur balina ölümleri ABD ve Japon balıkçılar tarafından yıllık olarak rapor edilmektedir. Gemi grevleri daha az sıklıkta meydana geliyor. Muhafazakarlar, Brezilya, Angola, Mozambik, Madagaskar ve Gabon gibi yerlerde balina popülasyonlarını etkileyen açık deniz petrol ve gaz gelişimi konusunda endişe duyuyorlar.