Elie Wisel, Holokost sırasında Yahudi olarak yaşadığı deneyimlerin bir hatırası olarak "Gece" kitabını yazdı. Kendisine edebi şahitleriyle "yaşayanlar arasında ölülerin elçisi" diyor. "Gece" Holokost'u kronikleştiriyor ve tüm Wiesel'in besteleri için sıçrama tahtası olarak hizmet ediyor.
Wiesel, halkın Holokost'ta olanları unutmasına asla izin vermemeyi amaçlayan bir titizlikle yazar. Yazmaya ek olarak, Ruanda gibi yerlerde dünya çapında adaletsizlik için ayağa kalktı. Yahudi çalışmalarında güçlü bir geçmişi olan Wiesel, yazdığı her şeyde Tanrı ile güreşir. Kitapları bazen Tanrı'nın varlığını sorgularken ortaya çıksa da, itiraf ediyor, çünkü Tanrı'nın var olamayacağını anlayamıyor. Dersler, denemeler ve röportajlar dışında, Wiesel 16 kitap yazdı. Bazıları kurgu, bazıları kurgu dışı, ancak hepsi "Gece" merkez üssüne geri dönüyor ve doğada otobiyografik.
Wiesel, tanık olarak sorumluluğunu ciddiye alır. Ölülerin başına gelenleri doğru bir şekilde anlatmak ve yapamadıklarını paylaşmak, temel amaçlarından biridir. Görgü tanığıyla birlikte umut yaratmaya, ıstırabı azaltmaya ve adaletsizliği gidermeye çalışıyor. Amaçlarını kalem, kağıt ve bir hikaye ile gerçekleştirir. Wiesel’e göre, “Tanrı hikayeleri sevdiği için insan yaptı”, ve Wiesel hikayesinin paylaşılması gerektiğini biliyor.