Üçlü Saldırganlık olarak da bilinen 1956'daki Süveyş Krizi, ABD’nin ABD’den Aswan Barajı’nın fonlarını reddettiği Mısır’a Sovyet silahlarının satılması konusundaki yanlış hesaplamanın bir sonucudur. ve daha sonra Mısır'ın İsrail, Fransa ve İngiltere tarafından işgal edilmesi. İsrail’in Mısır işgalinin öncelikli hedeflerinden biri, Sina’daki Tiran Boğazlarının kontrolünü ele geçirmek ve İsrail’in bu su yolunu deniz taşımacılığı Süveyş Kanalı'na güvenme ihtiyacını ortadan kaldıran araçlar. İstila, Mısır'ın mülkiyeti resmen Mısır'a devredilmeden önce 12 yıl daha uluslararası bir mülk olarak kalması beklenen Süveyş Kanalı'nın millileştirilmesi veya kontrol altına alınmasıyla çöktü.
Hem ABD hem de Sovyetler Birliği’nin baskısı nihayetinde İsrail, Fransız ve İngiliz kuvvetlerinin Mısır’daki konumlarından çekilmesini sağladı. Ancak İsrail kuvvetleri, Mısır topraklarında Fransız veya İngiliz kuvvetlerinden daha uzun süre kaldı ve krizi bir sonraki yılın Mart ayına kadar uzattı. Süveyş Kanalı nihayet izleyen ay boyunca uluslararası nakliyeciliğe açıldı, ancak İsrail, İsrail gemilerinin Tiran Boğazları'ndan geçmesini sağlamadaki ana hedeflerinden birini edindi.
Süveyş Krizi, Soğuk Savaş süper güç ilişkilerinde gergin bir anı temsil etti çünkü ABD'nin geleneksel müttefikleri İngiltere ve Fransa, Sovyetler Birliği'nin Mısır'a desteğini verirken Mısır işgaline destek veriyorlardı. İstila sonrasında, Süveyş Kanalı üzerindeki Mısır kontrolü hem ABD hem de Birleşmiş Milletler tarafından onaylandı. Ancak İsrail ve Mısır ulusları arasındaki gerilimlerin devam etmesi, 1967'de takip edilecek Altı Gün Savaşı için bir sahne hazırladı.