About.com’a göre, 1980’lerde Başkan Ronald Reagan’ın teşvik ettiği bir ekonomi politikası olan Reaganomics, Reagan’ın başkanlığının ötesine geçen bir ekonomik büyüme çağına yol açarak enflasyonu durdurmaya ve mevcut durgunluğu sonlandırmaya yardımcı oldu. Bununla birlikte, aynı zamanda Amerika Birleşik Devletleri'nin ulusal borcunu 1981’de 997 milyar dolardan 1989’da 2.857 trilyon dolara çıkardı ve ulusal yoksullukta genel bir artışa yol açtı.
Reaganomics planının dört temel faktörü vardı. Reagan, federal gelir vergilerini düşürmeyi, federal harcamaları azaltmayı, hükümet düzenlemelerini azaltmayı ve para arzı büyümesini kontrol ederek enflasyonu azaltmayı önerdi. Vergi indirimleri, işçilerin ellerine para harcamak ve ayrıca işlerini büyütmek ve iş sahiplerinin ellerinde daha fazla işçi işe almak için para koymak. Bununla birlikte, Reagan'ın başkanlığı sırasında federal harcamalar gerçekte azaltılmadı, ancak yerel programlardan savunmaya yönlendirildi. Gaz, petrol, telefon hizmeti, otobüs servisi ve diğerleri gibi birçok işletme üzerindeki düzenlemeler azaltılmış, ancak aynı zamanda ithalat engelleri de kaldırılmıştır. Para, alışılmadık derecede yüksek bir Fed fon oranı ile kontrol edildi.
Politikacılar ve ekonomistler, Reaganomics'i bir ekonomi politikası olarak kullanmanın etkinliği konusunda aynı fikirde değiller. "Düşme eğilimi teorisi", yüksek gelirli parantez içindekilerin ilk önce düşük vergilerden yararlanmalarını ve bu avantajın kademeli olarak aşağı doğru hareket etmelerini şart koşuyor. İnsanlar daha fazla para tuttukları için, harcayacakları ve vergilere katkıda bulunacakları daha fazla şey var. Reaganomics'i haklı çıkarmak için kullanılan Laffer eğrisi denilen bir teori vergi oranlarının devlet gelirini nasıl etkilediğini gösteriyor. Bununla birlikte, ekonomik büyüme oranı, vergi sisteminin türü, mevcut vergilendirme düzeyi, ekonominin verimlilik düzeyi, vergi boşluklarının kolaylığı ve vergi dışı yasadışı faaliyet gibi faktörleri dikkate almamaktadır. p>