Kentleşme arazi ve insanlar üzerinde çevresel ve ekonomik baskıya neden olur. Ayrıca, kentleşme, kirlilik ve gıda kıtlığı sonucu sağlık sorunlarına katkıda bulunarak toplumu dolaylı olarak etkileyebilir.
Dünya nüfusunun yarısından fazlası kentsel ortamda yaşıyor. Birçok insan, daha iyi iş olanakları ve sağlık ve eğitim gibi hizmetlere erişim arayışı içinde olmak üzere, kırsal alanlardan şehirlere taşınır. Bununla birlikte, bir bölgedeki daha yüksek bir insan yoğunluğu, yiyecek ve su gibi önemli kaynakların yetersizliğine neden olabilir. Petrol ve doğal gaz depolarının yanı sıra, büyüyen nüfusu barındırmak için büyük ormansızlaşma nedeniyle tahrip olan ekosistemler derhal değiştirilemez. Artan sanayi faaliyeti ayrıca solunum sağlığı sorunlarına katkıda bulunan kirlilik seviyelerini de arttırmaktadır. Uygun temizlik ve atık bertaraf sistemleri eksikliği bulaşıcı hastalığın yayılmasını arttırmaktadır.
Kentsel topluluklar, aynı zamanda hastanelere ve kliniklere yatırım yaparken sağlık hizmeti maliyetlerini de içerecek planlar geliştirmelidir. Çevre dostu toplu taşıma gibi önleyici tedbirler de maliyetli olabilir.
Kentsel alanlar, zengin genç profesyonellerin bir zamanlar ekonomik olarak depresif bölgelere taşındığı bir süreç olan soylulaştırmaya da maruz kalabilir. Bölgedeki ekonomik demografik yapı değiştikçe, bölgedeki yaşam maliyeti artar ve kültürü alanın karakterine önemli ölçüde katkıda bulunan azınlıklar az bulunur.