Kentleşmeden kaynaklanan sorunlardan bazıları temel hizmetler üzerindeki baskı, yoksulluğun artması, kamu eğitimi yetersizliği, sağlık sorunları ve artan suç oranlarıdır. Temel olarak hızlı kentsel büyüme olan kentleşme de bununla birlikte dağınık kentsel gelişimin trafik sıkışıklığına, çevresel bozulmaya ve açık alan ve parkların kaybına neden olduğu "kentsel yayılma" olarak adlandırılan bir koşul. Beş milyondan fazla nüfusu olan şehirler olan megacitelerin yüksek yoğunluklu yaşam alanlarının çoğunda, nüfusun önemli bir kısmı, bazen yüzde 40 kadar yüksek, çevresel bozulma, kötü güvenlik ve geri dönüşü olmayan bir yoksulluk durumunda yaşıyor. /p>
Gecekondu büyümesi kentleşmenin ciddi bir olumsuz sonucudur. Kırsal alanlardan gelen göçmenlerin daha iyi istihdam olanakları arayışına girmesi nedeniyle, istihdam bulamayan veya geçim düzeyindeki çalışmalardan daha iyi olan kişiler, yüksek suç, zavallı okullar ve ağır derecede zayıf bir sosyal altyapının yaşadığı alanlarda yer almazlar. .
Yüksek konsantrasyonlarda su ve hava kirliliği, kentleşme sonucu önemli sağlık sorunları haline gelebilir. Yoğun nüfuslu kentsel alanlar da daha fazla miktarda ısı üretir ve daha fazlasını güneşin enerjisinden emer. Şehirler genellikle kırsal alanlardan daha sıcaktır ve “kentsel ısı adaları” olarak adlandırılan şehir alanlarıyla ilgili tehlikeler konusunda artan endişeler bulunmaktadır. Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal İşler Dairesi tarafından yayımlanan 2013 yılı Temmuz ayı raporuna göre, nüfus artışı, çevresel bozulma ve artan şehirleşme birleşimi, 2050 yılına kadar kentsel alanlarda insani bir kabusa neden olma potansiyeline sahip.