Japonya’nın emperyal bir iktidara dönüşümü, I. Dünya Savaşı’nda Müttefik Güçler’in bir üyesi olarak kazandığı zafer, batılı bir sanayi ülkesi olarak büyümesi ve Rusya ve Çin’le savaşları sırasında elde ettiği toprakların kazanılmasının sonucudur 1894 ve 1905 arasında. Japonya’ya, I. Dünya Savaşı sırasında İngilizlere yardım etmek için Çin’deki Shandong Yarımadası’nın kontrolü de verildi. İkinci Dünya Savaşı’nın başlamasından önce, Japonya Mançurya’yı işgal etti ve işgal etti. Japon topraklarında genişleme sağladı ve kaynaklar bakımından zengin bir Çin eyaletinin ülke kontrolünü kazandı.
Japon nüfusunun yarım yüzyıldan biraz daha uzun bir süre içinde 35 milyon ila 70 milyon arasında büyümesi, imparatorluk temelli ve militarist bir merkezi devlet hükümetinin gelişmesiyle birlikte, ulusun emperyal bir iktidara dönüşümüne katkıda bulunan faktörlerdi. Japonya İmparatorluğu, 1868 yılında Japon İmparatoru Meiji tarafından kuruldu ve yerel shogun cetvelleri tarafından il kontrol sistemi feodal sistemine son verdi.
1931’de Japonya’nın Mançurya’yı işgal etmesi ve “Mançukuo” olarak adlandırılan bir Japon kontrollü bölge kurulması, Batı güçleri tarafından savaş eylemi olarak kınandı. O zamanlar hükümetlerarası barışı koruma örgütü olan Milletler Cemiyeti bölgeden Japonların geri çekilmesinde etkili olamadı. Birliğin tek gerçek ikna aracı, o zamanlar dünya çapındaki depresyonun etkilerini çeken Japonlar üzerinde çok az etkisi olan bir yaklaşım olan ekonomik yaptırımlara dayanıyordu. 1932'de Şangay kentine düzenlenen saldırı, 1937'de İkinci Çin-Japon Savaşı'nın başlaması ve imparatorluğun 1940'ta Çinhindi'deki Fransız sömürgelerini ele geçirmesiyle Japon genişlemeleri yaşandı.