İşsizlik, öncelikle yerel, eyalet ve ulusal ölçekte bir ekonomik sağlık ölçümü olarak hizmet ettiğinden önemlidir. İşsizlik, hangi sektörlerin en çok etkilendiğini göstermek için ekonomik sağlığın bir ölçümü olarak incelenir ve belirlenir işsizliğin yanı sıra düşük istihdam oranları ile belirli yaştaki insanlar, etnik köken ve sosyoekonomik statü arasındaki korelasyonlar.
İşsizlik oranları neredeyse sabit olarak değişmektedir. Bazen, işsizlik kısa bir süre için düşüktür ve bir veya birkaç sektörle sınırlıdır. Bununla birlikte, diğer zamanlarda işsizlik oranları kronik olarak yüksektir ve birçok sektörde bulunur. Bu genellikle ekonomik durgunluk veya depresyon gibi daha büyük bir sistemik problemden kaynaklanır. İşsizlik oranları, ekonomik sağlığın yalnızca bir ölçümüdür. Ekonominin büyümesini veya daralmasını belirlemek için kullanılan diğer faktörler arasında gayri safi yurtiçi hasıla üretimi, enflasyon, faiz oranları, borsa ve döviz kurları bulunmaktadır. Bu faktörler genellikle, ekonomik sorunları gidermek ve olası çözümleri belirlemek için bankacılar, işletme sahipleri, politika yapıcılar ve finansal analistler dahil olmak üzere çeşitli bireyler tarafından değerlendirilir. Düşük işsizlik oranları, genel ekonomik sağlığı iyi bir şekilde işaret ediyor. İşsizlik oranının düşük olması, insanların çoğunun çalışmakta ve gelir elde etmekte, bu da ekonomik büyümeyi sürdürmek için gerekli olan mal ve hizmetleri tüketmelerini sağlamaktadır.