Ekonomik dengesizlik, enflasyon, tüketici güven sorunları, işsizlik oranları ve yükselen fiyatlar nedeniyle maddi sıkıntı yaşayan bir topluluk veya millet anlamına gelir. Ekonomik dengesizlik, işletmelerin gelişme kabiliyetini, yaşam maliyetini etkiler ve tüketicilerin ve ailelerin fiziksel, duygusal ve mali refahı.
Ekonomi yüksek enflasyon dönemleri yaşadığında, ekonomik istikrarsızlık mevcuttur. Paranın değeri azalır ve fiyatlar artar, tüketiciler ve yatırımcılar arasında tereddüt eder. Sonuç olarak, tüketici güveni azalır ve daha az tüketici mal satın alırken, işletmeler para kaybetme riskini alır. Kredi dengesizliği riski taşıyan bankacılık sistemlerinde tüketici güveni de ekonomik istikrarsızlık dönemlerinde düşük.
Yüksek işsizlik oranları aynı zamanda ekonomik istikrarsızlığa da neden olabilir. Ücret kaybı nedeniyle yeterli gelir olmadan, tüketiciler ekonomiye daha az para yatırabiliyorlar ve daha fazla vatandaş finansal olarak hayatta kalabilmek için kamu veya devlet yardımı almaya başlıyor. Ekonomik istikrarsızlık yaygınlaştığında, birçok insan alımlar, yatırımlar ve hatta aile kararları için düşük riskli seçenekleri seçer. Örneğin, bireyler, sağlık sigortası ile düşük ücretli bir iş ile ekonomik istikrarsızlık sırasında fayda sağlamayan daha yüksek ücretli bir iş arasında seçim yaparken tüm ailenin yararını değerlendirmek zorunda kalabilirler.