Afrikalı-Amerikalı bir kadın olan Rosa Parks, Güney Amerika’nın ayrımcılık yasalarına karşı gelmek yerine, beyaz koltukta bırakmayı reddederek kişisel ve finansal sıkıntıları aştı. meydan okuması ve yakında serbest bırakıldı. Davası tanıtımı kazandığında terzi olarak işini kaybetti, ancak bir Sivil Haklar simgesi haline geldi.
1 Aralık 1955'te Montgomery, Ala’da, Rosa Parks, beyaz otobüs şoförü James Blake'in yapmasını emrettiği sırada beyaz yolcu için otobüs koltuğundan vazgeçmeyi reddetti. Sonuçta, kentin ayrımcılık yasalarını ihlal ettiği için hapsedildi. Davasının kazandığı tanıtım nedeniyle, Parks, beyaz işvereni bir terzi olarak görevinden kovarken finansal zorluklar yaşadı. Ancak, Rosa Parks nihayetinde uluslararası bir simge haline geldi ve dünyayı Sivil Haklar mücadelesinin temsilcisi olarak dolaşabildi.
Rosa Parks’ın tutuklanması, yüzlerce siyah insanın 381 gün boyunca toplu taşımayı reddettiği Montgomery Otobüs Boykotu adında büyük bir gösteriye yol açtı. Siyahlar, Güney otobüs transit sistemini maddi olarak olumsuz yönde etkileyen, yerine gidilecek yerlere gitmeyi ya da gitmeyi seçtiler.
Tutuklandığı sırada Parks, NAACP'nin Montgomery bölümünde sekreterdi. Pek çok eleştirmen, Sivil Haklar liderlerinin, açık tenli siyah bir kadın olan Rosa Parks'ı seçtiğini, siyah tenli kadınları temsil etmek için seçtiğini, açık tenli siyah bir kadının daha kabul edilebilir bir temsilci olacağını düşündüklerini çünkü sorun. NAACP organizatörleri, birkaç siyah insanın aynı yasalara aykırı davrandığı ve Parks’ın tutuklanmasından aylar önce hapse atıldığı gerçeğine rağmen, tutuklanmalarıyla birlikte yasal işlemlerle mücadele etmeye en iyi şekilde hazırlıklı olduklarını söyledi.