John Locke'un sosyal sözleşme teorileri, bir anahtar yönüyle diğerlerinden farklıydı. Locke, insanlığın doğal durumunun özgür olduğunu ve bu özgürlüğü sağlamak için bireylerin başkalarıyla sözleşmeye girdiğini hissetti.
Erken Sosyal Sözleşme Kuramlarının Temelleri Bir sosyal sözleşme kavramı, Yunan filozofu Sokrates ile başladı. Sokrates, modern toplumun ilkelerinin o toplumu yönetmek için yaratılan yasalara dayandığına inanıyordu. Böyle bir toplumda kalmayı, yaşları geçtikten sonra, o toplumun yasalarına uymalı ya da bu yasaları çiğnemenin sonuçlarına katlanmayı beklemelidir. Bu da, vatandaşlarının yasaya bağlı olduğu ancak bu yasalara uymak için bazı faydalar beklediği yasal bir toplumu sürdürmeye yardımcı oldu.
John Hobbes, İngiliz İç Savaşı sırasında 15. yüzyıl İngiltere'sinde yaşayan başka bir filozoftur. Hobbes'un bir toplumun tüm üyelerinin eşit yaratılmasına rağmen, o toplumdaki insanların bu toplumun ayakta kalabilmesi için kendilerini monarşiye tabi tutmaları gerektiği inancı vardı. Hobbes, bireylerin kendi çıkarlarına uygun bir durumda faaliyet gösterdiğini belirten ve birçok kişi için başkalarının haklarına bakmaksızın istediklerini aldıkları için hızlı bir şekilde ölüme yol açabilecek varsayımsal bir doğa durumuna inanıyordu. Bundan kaçınmak için bireyler, bu durumdan kaçınmak için bir sivil toplum yaratmaya çalıştı. Sivil toplum, bireyin kendilerini, bir kişinin ya da toplumun yasalarını uygulama gücü ile yatırım yapan bir grup insan tarafından yönetmelerini istedi ve böylece toplumun varlığını sürdürmesini sağladı.
Locke'un Sosyal Sözleşme Teorisinin Farklı Olduğu Nokta Ondan önceki Hobbes gibi, Locke da monarşinin yönettiği toplumsal düzeni sağlamanın ve uygulamanın bir aracı olarak inanıyordu. Farklılaştığı yer, doğanın durumu hakkındaydı. Locke 'e göre, doğanın durumu ilkel olsa da, premoral değildi. Locke ayrıca, doğayı ve ahlakını düzenleyen Doğa Yasasının, toplum üyelerinin yaşamları, özgürlükleri, sağlıkları ya da mülkleri bakımından başkalarına zarar vermemesini emrettiğine inanıyordu. Locke'un görüşüne göre, doğa, aslında, toplumun tüm üyelerinin kendi menfaatlerini sürdürme hakkına sahip olduğu bir özgürlük durumuydu. Bireyler, kendilerini yasal bir toplumda atadıkları cetvellerle sosyal bir sözleşmeye tabi tutarak, çok değer verdikleri özgürlükleri koruduklarını garanti etmişlerdir.
Locke'un Sosyal Sözleşme Teorisi Başkalarını Nasıl Etkiledi Locke'un felsefeleri ve modern toplum üzerindeki etkisi, Amerikan Kolonilerinin oluşumunu ülkenin bugünkü özgürlüğünün temeline kadar genişletti. Locke, ABD'nin oluşumundaki en önemli etkilerden biri olarak kabul edilen fikirleriydi. Kurucu babalar, özellikle bireyin yaşam, özgürlük ve mutluluk arayışı hakkına geldiğinde, Bağımsızlık Bildirgesi'nin temelini oluşturmak için fikirlerini ve yazılarını incelediler. Locke'un yazıları olmadan, ABD muhtemelen bugün varolandan çok farklı bir ülke olacaktır.