Bir benzetme, "like" veya "as" kelimelerini kullanarak iki farklı şey arasında doğrudan bir karşılaştırma yapan bir konuşma şeklidir. Ray Bradbury'nin "Fahrenheit 451" kitabındaki bir benzetme örneği, bir makineden yapılan alıntıdır, "Onlardan biri midenizden aşağıya sarkan siyah bir kobra gibi tüm eski suları ve yaşlıları arayan bir ekoyu doldururken orada toplanan zaman var. "
Bu benzetme, bir mide pompası makinesini bir yılanın kaymasıyla karşılaştırır. İçinde simüle olan başka bir alıntı ise: "Ne kadar güzel bir buz heykeli gibiydi, güneşte eriyorlardı. Büyük güveler gibi ölen gazeteleri hatırlıyorum."
"Fahrenheit 451" kitabı, itfaiyecilerin evleri kurtarmak yerine kitap yaktıkları bir distopya gelecek dünyasıyla ilgilidir. Bradbury, ortamın sterilitesini ve ana karakterin izolasyonunu göstermek için kitaptaki benzetmeleri ve metaforları kullanıyor. Kitap, ana karakterin karısıyla olan ilişkisini renksiz, soğuk ve ölü olarak tanımlar. Karısı bir kabuk olarak tanımlanır. Kulağındaki deniz kabuğu radyosuyla karşılaştırılır ki bu, sürekli yanan bir "yaban arısı" dır. Ana karakterin yatak odası "bir kış adası" ve "boş bir deniz" olarak tanımlanır.