Bazı haklı yargı örnekleri, konunun gerçek ve eksiksiz gerçeklerinin incelemesine dayanan, herkese adaleti temsil eden, sağlam etik ilkeler tarafından dikte edilen ve dezavantajlı taraflara zarar vermeyen kararlardır. Bir hak veya etik, aynı zamanda, acil ve zorlayıcı bir sebep karar verme sürecini alternatif çözüm yollarını dikkate almaya zorlamadıkça, mevcut yasalara ve kabul edilen normlara uygun olmayan bir karardır. Etik karar vermenin temel bir bileşeni, temel insan haklarına saygı duyması gerektiğidir.
18. yüzyıl filozofu Immanuel Kant, kararların ve eylemlerin evrenselleştirilebilirlik kavramına dayanması gerektiğini savundu. Bir eylem, yapan kişinin evrensel bir yasa haline geldiğini görmek isteyeceği bir eylemi temsil ediyorsa ve bunu takip eden bütün insanlıksa, doğru eylem budur. Kant ayrıca, bir eylemin veya kararın, bir insanın bir amaç için bir araç olduğu görüşüne dayanmaması gerektiğini vurguladı. Böylelikle Kant, kişisel çıkar ya da çıkar peşinde koşarken başka bir bireyden ya da gruptan yararlanmanın ahlaki olarak yanlış olduğu fikrini ortaya koyuyordu.