Cumhurbaşkanı Truman, genel MacArthur'u görevden aldırmadığı için kovdu. Truman, Kore’de sınırlı bir savaş yürütmeyi taahhüt etmiş olmasına rağmen, düşmanlıkları arttırmak yerine Çin ve Kuzey Kore’yle müzakere etmeyi tercih etse de, MacArthur, cumhurbaşkanına açıkça karşı çıktı ve barış şartlarını kabul etmiyorsa Çin’e saldırmakla tehdit etti.
Kuzey Kore 1950’de Güney Kore’yi işgal ettiğinde Birleşmiş Milletler müdahaleyi onayladı. II. Dünya Savaşı'ndan sonra Japonya'nın yeniden inşasını denetlerken Tokyo'da bulunan MacArthur, ABD kuvvetlerinin baş komutanı seçildi. ABD ordusunun bir kısmı Pusan Perimeter adlı Kore Yarımadası'nın güneydoğu köşesinde tutturulurken, MacArthur Güney Kore'nin başkenti Seul'ü yakalamak için yarımadanın yarısına kadar İnhon'da bir su inişini düzenledi. Kuzey Kore birlikleri geri çekildiğinde, 38. paralelde kalmak yerine, Kuzey ve Güney Kore arasındaki antlaşma ile sınırlandırılan sınır, MacArthur ordusuna kuzeyi takip etmesini emretti. Sonuç olarak, çok sayıda Çinli asker sınırı geçti ve Kuzey Kore savaş çabalarına katıldı.
Çin saldırısına karşı koymak için MacArthur, Çin’in bombalanmasını ve Çin milliyetçi hükümetinin Tayvan’a askerlerini dahil etmesini önerdi, ancak Truman, Çin’i tutmaya ve diplomatik bir çözüm aramaya kararlıydı. MacArthur, Başkomutanı, Başkan olan Truman'ın görevden alınmasına ve Amerikan kuvvetlerinin yeni komutanı olarak General Matthew Ridgeway'i atamasına kadar, başkomutanıyla olan anlaşmazlığında son derece vokal oldu.