Aydınlanma düşünürleri, mevcut hükümetin insanlığın algılanan güçlü ve zayıf yönlerini yansıtacak şekilde değiştirilmesi gerektiğine inanıyordu. Anahtar aydınlanma düşünürleri arasında Thomas Hobbs, John Locke, Baron de Montesquieu, Jean Jacques Rousseau ve Voltaire, aydınlanma düşüncesi, princeton.edu’ya göre Fransa’da, Amerikan kolonilerinde ve Latin Amerika’da devrimlere yol açtı.
İngiliz filozof Thomas Hobbs, insanın açgözlü, bencil ve zalim olduğuna inandı. Hobbs, insanın “yalnız, fakir, iğrenç, acımasız ve acımasız” bir doğadan kaçmak için bir Sosyal Sözleşmeye girmesi gerektiğine inanıyordu. Hobbs, insanların örgütlü bir toplumun güvenliği için birçok kişisel özgürlükten vazgeçmeleri gerektiğine de inanıyordu.
John Locke, yaşamın, özgürlüğün ve mülkün doğal haklarını koruyan sınırlı hükümeti savunan bir İngilizceydi. Vatandaşların, halk tarafından verilen yetkileri aşan bir hükümete karşı isyan etme hakkı olduğuna inanıyordu.
Fransa'dan Baron de Montesquieu, hükümetin üç eşdeğer kollara ayrılması gerektiğini düşündü: yürütme, yasama ve yargı. Her şube diğer ikisinin gücünü ve otoritesini kontrol etmeye ve dengelemeye yarar. Çek ve bakiye fikirleri ABD hükümetinin temelleridir.
Sosyal Sözleşmede, Fransa'dan Jean Jacques Rousseau, toplum için neyin en iyi olduğunun belirlenmesinde çoğunluk kuralını savundu. Bu inanç, insanın temelde iyi olduğu fikrine dayanıyordu.
Voltaire, konuşma özgürlüğüne olan inancıyla tanınır. "Söylediğin bir şeye katılmıyorum, ama bunu söyleme hakkını ölüme savunacağım" demiş.