Birinci Dünya Savaşı’nın ardından 1930’larda, temyiz politikası, çatışmayı önlemek amacıyla diktatörlük yönetimi ile uzlaşmacı bir yöntemdi. I. Dünya Savaşı'ndaki rolü nedeniyle cezalandırıldı. Topraklardan, nüfustan, maden ve kömür yataklarından sıyrıldı ve askeri gücünün büyük bir bölümünü kaybetti.
Tarih Kanalı'nın temyizine ilişkin bir makale, Almanya'nın haksız muamele olarak algıladığı şeyden öfkelendiği ile ilgili. 1936'da Adolf Hitler, Versailles Antlaşması tarafından özel olarak yasaklanan Rheinland'da militarizasyona ihtiyatla başladı. İngiltere ve Fransa bu askeri eylem hakkında yorum yapmadıklarında, Hitler iki demokrasinin bir çatışmadan kaçınmayı umduğunu fark etti. Hitler ve İtalya'nın diktatörü Mussolini, belirlenen antlaşma ve ince temyizin getirdiği sınırları zorlamaya devam etti.
1937'de Neville Chamberlain Büyük Britanya Başbakanı olarak seçildi. Fransız Başbakan Edouard Daladier ile birlikte bir temyiz politikası benimsemiştir. Ülkeleri I. Dünya Savaşı tarafından harap edildi ve Almanya ile bir başka savaştan kaçınmaktan başka bir şey dilediler. Avrupa çapında, bütün şehirler var olmaktan çıktı. Toplamda, bu savaş sırasında 8,5 milyondan fazla adam öldü. Her iki ülkede de, ne pahasına olursa olsun, barış duygusu güçlüdü.