Merck El Kitabına göre, alkaloz ve asidoz, kanın asit ve baz dengesini veya pH'sını tanımlayan tıbbi terimlerdir. Kandaki asidik bileşiklerin seviyesi çok yüksek olduğunda asidoz mevcuttur. Kandaki baz seviyesi yükseldiğinde, alkaloz meydana gelir. Asidoz ve alkaloz anormallik oluşturan fizyolojik sürece bağlı olarak solunum veya metabolik olarak sınıflandırılır.
Merck El Kitabı, vücudun uygun asit-baz dengesini sağlamak için çeşitli mekanizmalara sahip olduğunu açıklar. Bunlardan biri soluduğumuzda oksijen kullanımının hafif asitli bir atık ürünü olan karbondioksitin düzenlenmesidir. Bu asitli atık kanda birikir ve akciğerlerden atılır. Kan daha asidik hale geldikçe, beyin akciğerlere solunumun hızlanıp derinleşmesine neden olan bir sinyal gönderir. Böylece, akciğerler daha fazla karbondioksit salgılarlar, bu da asidite bir azalmaya ve kan pH'ında bir artışa neden olur. Akciğerler karbondioksiti etkin bir şekilde çıkarmazlarsa, solunum asidozu oluşur. Benzer şekilde, nefes alma hızlanır ve derinleşirse, ani bir şekilde karbondioksit seviyelerinde düşüşe neden olarak solunum alkalozu ve kan pH'ının artmasına neden olur.
Bright Hub Education'a göre, böbrekler ayrıca kan pH'ındaki değişimlere tepki olarak asidik ve bazik bileşikleri tutarak ya da bırakarak asit-baz dengesini düzenler. Ek olarak, böbrekler bikarbonatın salınmasından sorumludur. Vücudun birincil tamponu olan bikarbonat, karbon dioksit ve su oluşturmak için vücuttaki hidrojene bağlanır; bu daha sonra böbrekler ve akciğerler tarafından elimine edilir. Esas olarak böbreklerdeki bir arızadan kaynaklanan asidoz veya alkaloz, metabolik olarak adlandırılır.
