Bir biyografi, bir insanın hayatını başka bir insanın sözleriyle anlatırken, bir otobiyografi bir insanın yaşamını kendi sözleriyle anlatır. Bir biyografi tipik olarak üçüncü kişiye yazılırken, bir otobiyografi tipik olarak ilk kişiye yazılır.
Ayrıca, otobiyografilerde biyografilerdekinden farklı subjektiflik seviyeleri vardır. Bir otobiyografide, tüm olaylar yazarın yaşadığı şekilde anlatılır. Bu, yazarın okuyucularına kendi kişiliği ve dili hakkında daha iyi bir fikir vermesini sağlar, ancak aynı zamanda yazarın tamamen tarafsız bir görüş için güvenilir olamayabileceği anlamına gelir. Öte yandan, bir biyografi sanatçısının objektif olması çok daha muhtemeldir, çünkü eseri, kitap hakkında yapılan ve kişisel görüş üzerine yapılan kapsamlı araştırmalara dayandırıyor.
Bir otobiyografide, yazar doğrudan ve gerçek gibi görünen bir şekilde okuyucularla doğrudan konuşabilir ve konuşabilir. Bununla birlikte, bu sadece okuyucunun, kişinin yaşamını çarpık olabilecek bir bakış açısıyla görmesini sağlar. Bir biyografi kapsadığı kişinin daha birçok bakış açısı sunar.
Bir otobiyografi genellikle başka bir yazar yerine konu tarafından yazılırken, bazı kişiler belgeye yardımcı olmak için bir yazar tutar. Genellikle bu, her iki adı da içeren çift satırlı bir sonuç verir.
En ünlü otobiyografilerden bazıları Anne Frank'ın "Genç Kızın Günlüğü", Ellie Wiesel'in "Gecesi" ve Nelson Mandela'nın "Özgürlüğüne Uzun Yürüyüş". Ünlü biyografiler arasında Walter Isaacson'dan "Steve Jobs", David McCullough'dan "John Adams" ve Doris Kearns Goodwin'den "Rakipler Ekibi: Abraham Lincoln'ün Politik Genetiği" yer alıyor.