14. yüzyılın ortalarında, zirvesinde, Malian İmparatorluğu, döneminin en büyük ve en zenginlerinden biriydi. En büyük şehri Timbuktu, uluslararası bir ticaret, kültür ve din merkezi olarak ün kazandı.
Mali İmparatorluk, 1235 yılında Batı Afrika'daki Kangaba devletinden Kral Sundiata Keita'nın bölgesel iktidara asıl rakibi olan Soso'yu yenmesiyle kuruldu. Aslan Kral olarak bilinen ve doğaüstü güçlere sahip olduğu düşünülen Sundiata, birkaç yüzyıl boyunca hüküm süren bir hanedan kan hattı kurdu. Halefleri, Malian bölgesini batıdan Atlantik'e, doğusundan Nijer Nehri'nin büyük virajının ötesinde, kuzeyden Sahra'ya, güneyden yağmur ormanlarına ve Wangara'nın altın tarlalarına kadar genişletti. Bu alan, Washington, Oregon, Kaliforniya, Nevada ve Arizona'nın birleşik alanıyla aynı büyüklükte ve şekilde karşılaştırılabilir. O zamanlar sadece Çin Moğol İmparatorluğu daha fazla bölgeyi kontrol ediyordu.
Malili imparatorların en ünlüsü Musa I, imparatorluğu İslam’la tanıştırdı. Onun yönetimi altında Timbuktu, kütüphaneler ve camilerle dolu ve dünyanın ilk üniversitelerinden birine sahip uluslararası bir dini çalışma merkezi haline geldi. 1324'teki hac ziyareti sırasında Mali'nin ününü Mekke'ye yattı; alayı, binlerce kilo altınla yüzlerce takipçiyi içeriyordu.