Sosyal bilimler çalışmalarında kullanılan katılımcı gözlemlerinde araştırmacılar aktif olarak araştırılan grubun bir parçası haline gelir. Bu ilk elden, gömülü bilgi toplama yöntemi çoğu zaman bol ve zengin verilere yol açar. Bununla birlikte, araştırmacıların sürece müdahale etme fırsatları vardır ve bunun sonuçları çarpıtma potansiyeli vardır.
Bir ortam içinde tam olarak çalışırken, katılımcı gözlemciler durum dışından gözlem yapan araştırmacılardan çok daha fazla materyale erişebilirler. Çalışmadaki bireyler, yaşamlarını çoğu zaman çevreleri içindeki biriyle daha özgürce paylaşırlar. Ek olarak, bir dış gözlemcinin varlığı bazen "gözlemci etkisine" yol açar. Katılımcılar, izlendiklerini bildiklerinde her zaman doğal davranmazlar.
Katılımcı gözleminin de dezavantajları vardır. Veriler gözlemcinin lensleri aracılığıyla toplanır ve yorumlanır. Araştırmacının önyargıları ve beklentileri varsa, bu süreci potansiyel olarak etkilerler. Araştırmacılar, bu önyargıların etkilerinin, var olduklarının farkında olarak ve onları arayarak üstesinden gelebilirler.
"Reaktivite" katılımcı gözlemciler için başka bir potansiyel konudur. Çalışmadaki kişilerle ilgilidirlar, sempatik hissediyorlar ve fazlaca dahil oluyorlar. Veriler artık eleştirel ve bilimsel gözlerle çalışılmamaktadır. Gözlemci, diğerlerini etkileyerek sonucu etkileme yeteneğine sahiptir. Kişisel olarak çok işe karışarak, gözlemci orijinal koşulları değiştirir.