Güney Afrika, temel olarak üçüncül veya hizmet, sektör çevresinde inşa edilmiş, gelişmekte olan bir piyasa ekonomisine sahiptir. 1993'te uluslararası yaptırımlardan kurtulduğundan, Güney Afrika, Afrika'daki en büyük ikinci ekonomiyi geliştirmiştir kıtanın GSYİH'sının yaklaşık dörtte birini sorumludur. Dünya Bankası tarafından üst-orta gelirli ekonomi olarak sıralanmaktadır.
2012 yılında, ülke 1990'ların başından bu yana üç katından fazla bir rakam olan 390 milyar dolarlık gayri safi yurtiçi hasılaya sahipti. Bu büyüme, küresel işgücü piyasasında serbest ticareti vurgulayan ve aynı zamanda yerel işçi haklarını engelleyen ekonomik olarak liberal politikalarla desteklenmiştir. Ekonomik üretiminin büyük kısmı hizmet sektöründen, özellikle turizm ve telekomünikasyondan gelse de, Güney Afrika aynı zamanda üretim, tarım ve doğal kaynak madenciliğinden de faydalanmaktadır. Güney Afrika’nın ana ticaret ortakları arasında ABD, Almanya, Çin, Japonya ve Hindistan yer alıyor.
Güney Afrika’nın ekonomik büyümesi, nüfusunun büyümesine karşı ağırlıklandırıldığında daha az etkileyici görünüyor. Ülkenin kişi başına düşen GSYH büyüme hızı, 2000'lerin ilk on yılında, küresel ortalamanın oldukça gerisinde kalmıştır. Sonuç olarak, Güney Afrika ekonomisi nispeten üretken olsa da, yüksek düzeyde bir servet eşitsizliği yaşar. Ülkenin işsizlik oranı, 21. yüzyılın başlarında yüzde 20'nin oldukça üzerinde istikrar kazanmıştır. Ayrıca, orantısız bir şekilde yüksek yoksulluk seviyeleri, Afrikalılar arasında geniş bir oranda devam etmektedir.