John Locke’un yaşam, özgürlük, hükümet ve mülk mülkiyeti hakkındaki fikirleri, ABD’nin Bağımsızlık Bildirgesi de dahil olmak üzere, Thomas Jefferson’un yazılarına büyük etki etti. "Mutluluğun mutluluğu" neredeyse bütünüyle Locke'un hükümetle ilgili yazılar yazan yazılarından ödünç alındı. Jefferson, Locke'u özgürlük konusunda en önemli filozoflardan biri olarak görüyordu.
John Locke, hükümetin herkesin faydalanabileceği toplumun gerekli bir unsuru olduğuna ve insanların bu topluluğun bir parçası olmak için bazı kişisel özgürlükleri isteyerek feda edeceğine inanıyordu. Bununla birlikte, insanların belli devredilemez haklara sahip olduğuna ve hükümetlerin bu haklardan vazgeçmeyi şart olan toplum üyelerine sorma hakkına sahip olmadığına inanıyordu. Bu devredilemez haklar yaşam, özgürlük ve mülkiyettir. Locke, mülk sahibi olma hakkına sahip olduklarında, insanların kendi mutluluk yollarını açabileceğine inanıyordu.
Thomas Jefferson, bu inançlara abone olan tek kurucu baba değildi. James Madison'ın yazıları da Locke'dan ağır bir şekilde etkilendi. Aslında, Locke'un devredilemez haklar teorisi Amerikan Devrimi'nin özündeydi ve Amerikan rüyasının temeli olarak kaldı.