Kolonileşmenin tipik nedenleri, doğal kaynakları çalmak, bölgeleri genişletmek ve kültürel olarak ırk ve /veya din ile ayırt edilebilen bir gruba kültürel olarak hakim olmaktır. kolonileşmeyi, tüm katılımcıların onayladığı bir sistem olarak romantikleştirin; kolonileşme sistemi asla sömürgecilerle özneleri arasında dostane olmaz.
Sömürgeler tek ekonomik ve kültürel fayda sağlayan kişilerdir, sömürgecilere yönelik insanlar yerli kültürlerini ve kalite kaynaklarının yetersizliğinden dolayı aşırı yoksulluk döngüsünü ele geçirirler. İngiliz terbiyeli Cecil Rhodes, Afrika’daki 19. yüzyıldan kalma bir sömürgeciydi, burada kendisinin ardından “Rhodesia” olan Zimbabwe adını değiştirdi. 1888'de Rodos, Afrika'dan elmas çıkarmaya devam eden çok sayıda maden işletmesinden oluşan elmas karteli De Beers'i kurdu. De Beers yıllık 6 milyar dolardan fazla kazanırken, İngiliz ekonomisi de büyük ölçüde fayda sağlarken, De Beers’in Güney Afrika, Botsvana ve Namibya gibi bölgelerini hedef alan Afrikalılar yoksulluk içinde yaşamaya devam ediyor.
Modern sömürgecilik, “Sömürge Dönemi” olarak bilinen bir dönem olan 16. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar doruktaydı. Şiddet ve tecavüz, tarihsel olarak bir grup insanı ve topraklarını kontrol etmek için kullanılan taktiksel sömürgeciliklerdir. Ölüm tehdidi altında ve sürekli baskı altında, sömürgeciler bir grup insanı taleplerini yerine getirmeye zorluyor. Yanlış tanıma veya sömürgecilerle bastırılmış kurbanları arasındaki ırksal iç içe geçme, sömürgeleştirilmiş insanlar arasında sert kast sistemleri kurmuştur. Örneğin, Hindistan’daki yerli halkla iç içe olan İngiliz sömürgecileri ve modern zamanlarda, Avrupa fiziksel özelliklerine sahip daha açık tenli Hintliler, genellikle daha koyu tenli Hintlilerden daha yüksek ücret ve daha iyi eğitim alırlar.
Sömürge Dönemi sömürgecileri daha açık sömürü taktikleri kullanırken, tartışmasız 21. yüzyıl sömürgecileri barış ve demokrasi kurma kuvveti altında askeri kuvvetler aracılığıyla yabancı ülkelere sızıyor. Ancak, bu askeri operasyonlar belirtilen zaman dilimlerinden daha uzun yıllar devam ediyor. Söz konusu bölgeler istikrarsızlaştırılmış ve kendi kendine yetişen barış koruyucular sonunda bölgenin doğal kaynaklarının bir kısmını veya tamamını, genellikle petrolünü kontrol altına alıyor.