Çinli tüccarlar, Filipinler’e dokuzuncu yüzyılın başlarında, G.D.’nin başlarında geldiler. Filipinli dillerinde birçok kelime Çince kökenlidir. Filipin mutfağında Çin yemeklerinin etkisi yaygın. Filipinli aile değerleri üzerinde dursa bile, Çin Konfüçyüsçülüğüyle benzerlik gösteriyor.
Filipinler’in 7.107 adasında 170’ten fazla dil konuşuluyor, çünkü tarih öncesi toprak köprülerle adalara gelen gruplar ayrıldı. Pek çok altkültürün varlığı nedeniyle, Çinlilerin spesifik etkilerini tespit etmek zor olabilir. Bazı Çin mirasına sahip Filipinliler, toplam Filipinler nüfusunun yüzde 18 ila 27'sini oluşturuyor.
Filipinliler ve Çin, İspanyollar 1571’de gelip Filipinler’i kolonileştirmeden önce beş yüzyıl boyunca bir arada kaldılar. İspanyollar hızla Hıristiyanlığı zorunlu din olarak kurdu ve ada ulusunun kültürlerini kökten değiştiren hiyerarşik bir sınıf sistemi uyguladı. Çin ve Çin Filipinleri işçi sınıfını oluşturdular, İspanyol oyma ikonları için çalışıyorlar ve Çin motifli kiliseler yapıyorlar.
İspanyollar, duvarları kapalı bir Manila bölgesi olan Parian'da Çin soylularını izole etti ve Çin topluluklarını ve korunma kurumlarını kurmalarına neden oldu. Ulusal kahraman Jose Rizal de dahil olmak üzere Filipinler ve yurtdışında okuyan Çin Filipinleri, halka İspanyollara ve daha sonra Amerikalılara karşı savaşan devrimci bir ordunun oluşumuna yol açan liberal ideolojileri getirdi.