Amerikan emperyalizmini teşvik eden üç faktör, sınır ortadan kalktıktan sonra bile genişleme ihtiyacıydı; sanayileşme, daha fazla kaynak talebinde bulunma, dış ticaretin Amerikan ekonomisine artan önemi ve Avrupa ile rekabet etme arzusu iktidar için imparatorluklar. Bu kültürel, ekonomik ve politik faktörlerin bir karışımı nedeniyle ABD, özellikle 19. yüzyılın sonları ve 20. yüzyılın başlarında emperyalizmin uygulanmasında etkili oldu.
Sınır, 19. yüzyılın sonuna kadar iyice keşfedilip sömürgeleştirildiğinden, ABD’nin genişlemeye devam etmesi gerektiğine dair hala birçok Amerikalı inancı vardı. ABD, Hawaii, Guam, Porto Riko ve Filipinler de dahil olmak üzere İspanyol Amerikan Savaşı'nın sonunda yeni bir ürün ekini talep edebileceği için bu durum açıkça ortaya çıktı.
Amerikan emperyalizmi de ekonomik ihtiyaçtan kaynaklandı. Yeni bölgelere yapılan iddia, ABD’nin ham kaynaklardaki stoklarını sürekli olarak artırabilmesi anlamına geliyordu; bu süre zarfında ABD’nin hızlı bir şekilde sanayileşmeye başlamasıyla bu dönemde önemli bir ürün. Ayrıca, borsa çöküşleri yurtdışı pazarları yatırımcılar için daha cazip hale getirdi, bu yüzden devletlerin dışındaki bölgeler Amerikan ekonomisine daha fazla güçlendi ve özellikle Amerikan ticareti özellikle yabancı ülkelere dayandı.
Birinci Dünya Savaşı’nın başlarında, başta Almanya olmak üzere, çeşitli Avrupa İmparatorlukları tarafından yapılan olağanüstü sömürgeci genişlemenin zamanı gelmişti. ABD, yeni bir imparatorluk olarak kayda değer bir temel kazanmak için Avrupa imparatorluklarıyla rekabet etmek istedi. Bu, ABD'den Orta Amerika ve Pasifik'teki bölgeleri deniz gücü, ticaretin baskınlığı ve dış pazar çıkarlarının kontrolü için talep etmesi gerektiğini öneren sayısız insanı teşvik etti.